29 Eylül 2011 Perşembe

yan(ıl)mak...

içim bazen öyle bir ferahlık doluyor ki, yanılıyorum böyle zamanlarda.. ben denizin kıyısında değilim, deniz benim kıyımda sanıyorum mesela.. bu, elmanın tadı değil de, kendi ağzımın tadı sanıyorum ya da.. 

ya da, kapıdaki kışı, gelmiyor da gidiyor sanıyorum.. sanki bu Eylül'ün son günlerinin güneşi değil de, Mart'ın ilk ışıkları, ensemi ısıtan.. 

çoğu zaman yanılgılarımı seviyorum demek isterdim, ama, ben her zaman yanılgılarımı seviyorum..

bir el uzanıyor mesela bana bazen.. tutsam, düşmeyeceğim sanıyorum.. tutmuyorum gerçi de, elin kendisine değil, varlığına sarılıyorum, bu yüzden düşmüyorum..

mesela çöp arabalarını siz, şehrin uzak yerlerindeki çöpleri getirip kapınızın önüne koyarken gördünüz mü? ben bazen görüyorum.. bazen, fırlatıp attığım ne varsa, bir sabah uyanıyorum ve kapımda buluyorum.. kimileyin seviniyorum bu işe..

kanser olduğuma seviniyorum bazen mesela, yoksa hayat hiç bu kadar lezzetli bir yemek gibi gelmeyecekti bana.. 

yanılmak mı dediniz? yanılmak benim marlon ve brandom..

anlatamadım galiba.. ben denizin kıyısında değilim, deniz benim kıyımda

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder