efenim saat kaç bilmiyorum ki, bildiim bişey var o da: ben sarhoşum..
yokluğunuz her daim..
oysa.. sizinle..nefis bir akşamüstü, bir okyanusun üzerine kurulmuş bir masada, rakı içmek isterdim
oluru var mı? pek yok gibi..
kendi sorularıma kendim cevap vermeye alışmışken.. kendi sorularıma sizin cevap vermenizi beklemek de neyin nesi?
hayır..düşündüğünüz gibi değil.rakı şişesinde balık olmak kar etmedi..mesele, sizin rakınızda balık olup, içtiğiniz her yudumda içeri sızabilmekte..
oluru var mı? pek yok gibi..olsa halbuuuse.. dünya daha iyi bir yer olur..
rüzgarın. şu yağan yağmumurun.. şu yağmurdan sonraki derin sessizliğin.. şu derin sessizlikteli martı sesinin.. şu martı sesindeki yırtıcılığın anlamı daha güzel olur muydu?
benim için bunu cevabı "-evet"
bir yaprağın yere düşüşü.. bir kalbin "çıt" diye kırılışı.. bir karıncanın yuvaya yemek taşıması.. bir "en sevdiğim şarkı"nın bir notası.. bir kelebeğin esintisi.. daha anlamlı olur muydu?
benim için cevabı yine "evet"
şimdi kafam güzel diye mi yazıyorum sizce bunları
işte bunu cevabı benim için "-hayır" gözümün nuru..
insan sarhoşken efendim.. sustuğu cümleleri konuşur..
evet.. kabul.. bir takım alkol girdi bünyeme..
ve fekat.. yine de varlığınızın yokluğunu hafifletmedi.. hafifletsin istiyor muyuz? bunun da benim için cevabı" hayır..
zira..
varlığınızı hayatıma kattığı en küçük anlamları bile seviyoruz..
işin özeti bebeeem
tüm bu cümleleri.. şu özete gelebilmek için kurduğumu ancak şimdi anlayabiliyorum: seni seviyorum...
lütfen.. sen de beni sev..
selametle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder