Ayşen'e..
Dostumdun sen.. Aynı karından gelmemiş olmamız, bu dünyanın bize iki anne hediye etmiş olmak istemesinden başka bişeyle açıklanamazdı..
Ayrı kadınların, ayrı zamanlarda, ayrı yerlerde, aynı çığlıklarla bizi dünyaya, çiçek gibi düşürmüş olmasının anlamı neydiyse, -ki biz buna hayatın anlamı derdik-, birbirimizin anlamı da oydu..
Şimdi benden çok uzakta, bir selvi gibi duruyorsun birlikte geçtiğimiz sokakların kenarlarında.. Dallarına kuşlar konuyor mu bensiz? Ayrıldı ya yollarımız, dönüp de bakıyor musun, yollarımız ayrılmadan önceki son kavşağa? O son sarılmayı bile yapamadık senle biz.. Bir anda olmadı çünkü ayrılmamız.. Her gün biraz ayrıldık senle.. Hem de o mucize günler geçerken, farketmeden..
İki avucunu birleştirip de saklardın kalbimi.. İki avucunun içinde kalbim biz buz parçası.. İki avucunun içinde erirken dostluğumuzu buzu, ellerin üşümüştür senin.. Farketmedin mi? Ben farkettim oysa.. Her hücreme kadar üşüdüm yokluğunda.. Titredim..
Sarılma boşuna battaniyelere, kalp bir kez kırıldığında "çıt" diye bir ses çıkar, ve sahibinden başkası duymaz o sesi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder