11 Eylül 2011 Pazar

kimle diyaloglar..

-Bak yine, sana doğru kaçtı aklım, n'oolucak bu halim?
-Sen kimsin?
-Ben ayışığı.. Tepeden tırnağa..
-Yıkamalı seni.
-Hem de yağmur suyunda
-Hayır, ayın ışıklarında.


-Garson bey, bana oradan bi "güzellik" getirir misiniz? Çimenli ve buğulu
- Öp ki
-Öpmek bir fidandır,  büyüyünce sevişebilen..


-Gene bana bir güneş, bir ağaç yeter de, sen epey bir dünyalısın, arada bahar lazım, papatya lazım, gene beni bir bulut örter de, sen çok beyazsın, arada pike lazım, yorgan lazım, elim durur mu, yapıştırmış cevabı, bana bile arada aşk lazım.
-Bu seni özlemek de neyin nesi?
-Bir yerde bir hata olmalı
-Olmasın


-Bu kadar mı şans getirerek girilir bu hayata? Sahi tam nerden girilir bir hayata?
-Kalp kapıcığı.. Halk arasında bu kapıcık -çok küçük olduğundan- kapakçık olarak bilinir..
-Bir yerde doğru da, madem beyazsınız, neden kalbe dalmayasınız,
-Esmerim renklerden, beyaz olsam  güneş beyaz bırakmazdı beni..
-Tutmadı yani balzamin?
-Akdenizin kızı olduğumu unutmayınız
-Akdenizde ya da öyle isimlendirdiğiniz yerde, denizkızı bulunmaz mı?
-Kendimden sayardım denizkızlarını.. Gençtim o zamanlar.. Yüzgeçlerim çıkacaktı az daha uzun olsaydı yazlar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder