sonra bir gün bir bakarsınız, etekleriniz rengarenk.. bütün siyah kıyafetleri elinizin tersiyle itip, çiçek desenli neyiniz varsa üzerinize geçirmişsiniz.. gülüşünüz bile çiçek açmış.. kalbiniz her zamankinden daha fazla kalp.. parmak uçlarınız bile ahenkli.. aynanın karşısına geçersiniz.. bir de görürsünüz ki, bir pırıltı; dişlerinizde.. saçlarınızda.. gözlerinizde.. dudaklarınızın kenarında..uzun zamandır unuttuğunuz ne varsa kendini hatırlatır size.. çiçeklerinizi sular, dudağınızı boyar, serçe parmağınızı daha çok seversiniz.. yüzünüze dökülen saçlarınızla kavga etmezsiniz artık.. herşey olması gerektiği gibidir çünkü.. herşey, dünyanın daha güzel bir dünya olacağı halindedir çünkü.. sonbaharda kızaran yaprakları alıp,saçınıza taç yapmak bile gelir içinizden..hüznün tacı değildir bu seferki.. başınıza hüznün değil, aşkın kırmızısı değer..
bir gün bir bakarsınız ki, adımlarınız telaşlı.. koştura koştura dökülür kelimeler içinizden.. ne yapsam da anlatsam dersiniz.. nasıl etsem de anlatsam.. nasıl bir anlatma olsa da, gerçeğe ihanet etmeden, gerçeği hafifletmeden, olanı yadsımadan, orada; hayatınızın tam ortasındaki o heyecanı doğru düzgün anlatabilse.. kelimelerin cılızlığı elinizi dilinizi bağlar.. geriye sadece kalp atışlarınız kalır..
bir sabah bir uyanırsınız ki.. içinize bir kuş yuva yapmış.. bir ses duyarsınız..siz o sesi duyduğunuzda içinizin bütün kuşları havalanır.. siz onları kalbiniz sanarsınız.. unuttuğunuz bir kıpırtı yeniden kımıldanınca içinizde, kalbinizi hatırlarsınız..
bir gece, uykunuzdan bir uyanırsınız ki, yanıbaşınızda sizinle birlikte uyuyor ay ışığı.. dönüp dolaşıp, sarıl sarmalarsınız.. gözünüzü açmazsınız.. korkarsınız "ya rüyaysa" diye.. fırından yeni çıkmış bir ekmek kadar sıcak yatağınız..
sonra bir gece bir sabaha bağlanırken, bir bakarsınız, cehennemin orta yerinden bir el çekip çıkarmış sizi, tutup elinizden, bir sonbahar günü yağan yağmurların yaprakları yıkadığı o pencere kenarına oturtmuş, saçlarınızı tarıyor..
gözünüzü bir açarsınız, bir boyun görürsünüz.. oradasınız işte.. o boyuna sığınmış.. kendi parmaklarınızı izlersiniz bisiklet yaka bir töşörtün o boyuna değdiği noktada..
elleriniz artık daha güzel.. kalbiniz artık daha sıcak.. yağmur artık huzurlu.. sesiniz cıvıltılı, dudağınız kıvrımlı..
bir gün bir bakarsınız, hayat o ana kadar hiç öyle güzel olmamış...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder