Yaşadığımız ve yaşayacağımız herşeyin geçmişte kalmasına rağmen, aslında geçmemesini nasıl açıklayacak bize zaman denen zıkkımın kökü?
Bir tereddüt anı bile yaşanıyor halbuki. "Ben bunu gerçekten yaşadım mı yoksa bir rüya mıydı bütün bunlar" bile deniyor bazı anlar için. Sonra bakıyorsun, geçmişte o anı yaşamış olmakla o anı düşlemiş olmak arasında o kadar da ciddi bir fark yok. Hal böyle olunca da, yaşanan bütün günlerin birbirine karışması, birbiriyle katılaşıp yüzünüze çarpması ne kolay oluyor..
Ağustos'tayız halbuki.. Canlıların bile buharlaşmaya yüz tuttuğu bu mevsimde geçmişin buharlaşmaması çok acaip. Bana sorsalar, isterdim ki buharlaşsın. Buharlaşıp da, bugüne geçmiş günler yağsın...
Evet, böyle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder