Yıllar önce yazdığım bir yazı... sonra baktım birçok kişi tarafından kopyalanmış.. Sahip çıkayım dedim..
Çocuktum o zamanlar, bilmezdim renkleri, renk ayrımlarını, ama yine de siyahla beyazın uyumunu severdim. Birini diğerinden ayırt etme, ayrı tutma ihtiyacı içinde değildim, ama yine de siyah gece, beyaz gündüz, siyah beyaz yaşamdı.
Büyüdüm sonra. İnsanlar tanıdım, eş, dost, aile ahpabı.
Kimilerini severdim, kimilerini sevmezdim. Kazık yediklerim de oldu, kötü günlerimde arka çıkanım da ilk gençlik yıllarımda. Şimdi farkediyorum ki, kimi sevdiysem Beşiktaşlıymış meğer. Kötü günlerde uzanan tüm dost elleri, siyahla beyaza, gündüzle geceye yani yaşama gönüllüymüş meğer.
Gençlik yıllarında söylediğim devrimci marşları statta duydum, “gün oldu hep uyandık” diyordu çocuklar
Savaşa hayır dedim, “Çarşı savaşa karşı” dediler
Kendimle çelişip kendime kızdığım bir gündü “Çarşı kendine bile karşı” pankartını gördüğümde.
Sevgi emektir derdim, en kara kışta zemheride gördüm destek olmanın ne olduğunu.
Yazılan her bestede bir kez daha tanık oldum tutkunluğun derecesine.
Atılan her sloganda parlayan zekayı sevdim ben.
Hayatla küs olduğumda, hayatın kendisiyle dalga geçenleri gördüm taraftarlar arasında.
"Çarşı"nın A'sındaki anarşizan tavırdı gönlümü çalan.
Tüm bunların ardından, iyiden, sevgiden, emekten, kardeşlikten yana olan Beşiktaş taraftarından biri olmasaydım da ne yapsaydım ki.
Beşiktaşlı doğmadım ben,
Beşiktaşı seçtim, bütün aklım, mantığım ve yüreğimle..
Yüreğime, aklıma, sevgime sağlık.. Ne iyi etmişim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder